Ankara’ya yeni devleti kurmaya geldi
Mustafa Kemal Atatürk ve beraberindeki Heyeti Temsiliye, 27 Aralık 1919 Cumartesi günü Ankara’ya geldi.
Vatanın kurtuluşunu örgütlemek amacıyla 19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıkan Mustafa Kemal Paşa, Amasya Tamimi ile milletin kurtarılacağı müjdesini vermiş, Erzurum Kongresi’nde milletin gücünü arkasına alarak, askerlik görevinden ayrılmış, manda ve himayenin kabul edilemeyeceğini duyurduğu ve Heyeti Temsiliye’nin oluşturulduğu Sivas Kongresi’nden sonra, tarihe karışmak üzere olan Osmanlı’nın yerine artık yeni bir Türk devletinin kuruluşuna doğru Ankara’ya doğru yola çıkmıştı. Mustafa Kemal Paşa’nın geleceği Ankara’da duyulunca, tüm Ankara ayaklanmış, coşku içinde karşılama hazırlıklarına başlanmıştı. Heyeti Temsiliye ve Mustafa Kemal Paşa, Dikmen sırtlarına ulaştığında, “Seymen Alayı” karşılıyordu yeni devletin kurucusunu. Evet, “Seymen Alayı” oluşturulması, yeni bir devlet kurulması ve o devletin başı olacak liderin karşılanması sırasında başvurulan eski bir Türk geleneğine dayanıyordu.
Sivas Kongresi’nde (4-11 Eylül 1919) oluşturulan Heyeti Temsiliye (Temsilciler Kurulu), bir süre sonra Ankara’ya taşınmaya karar verir. Atatürk, Heyet için 27 Aralık’ta Dikmen sırtlarında yapılan karşılamayı, yıllar sonra, “Ankaralılar beni misli görülmemiş bir heyecanla karşıladılar” diye değerlendirir.
Ankaralıların bu heyecanını anlatan Tarih öğretmeni, gazeteci Enver Behnan Şapolyo, Ankara halkının Orta Asya’dan bu yana “Seymen tertibi” denilen Türk geleneğini “millî vicdanında bir sihir” gibi yaşattığını belirtir. Şapolyo, “Atatürk ve Seymen Alayı” ile “Mustafa Kemal ve Birinci Büyük Millet Meclisi Tarihçesi” adlı kitaplarında, Seymen Alayının “kızılca günlerde, millî felaket günlerinde, bir beyliğin ve bir devletin yıkılışı sıralarında, halk tarafından yeni bir devlet kurmak ve başlarına yeni bir reis seçmek için” kurulduğunu anlatır.
Ankara işgal ediliyor
Mondros Mütarekesi’nin 30 Ekim 1918’de imzalanmasının ardından İtilaf Devletleri, Mütareke koşullarına uymayarak, ilerlemeye ve bazı yerleri işgal etmeyi sürdürdüler. Haydarpaşa’dan kalkan trenle 2 İngiliz bölüğüne mensup asker, 18 Aralık 1918’de Ankara Garı’nı işgal eder. Bir bölük atlı İskoçya askeri de şehre doğru ilerleyerek, Ankara’nın fiilen işgaline kalkışır. Onları bir süre sonra küçük çaplı da olsa Fransızlar izler.
İşgalcilerin varlığı Ankaralıları rahatsız ediyordu. İzmir’in işgali sonrasında 29 Mayıs 1919’da bir protesto mitingi düzenlenmişti. Gizliden yürütülen millî faaliyetler, Ali Fuat (Cebesoy) Paşa komutasındaki 20. Kolordu’nun Ankara’ya gelmesiyle hız kazanmış, Müdafa-i Hukuk Cemiyeti kurulmuştu. Artık Ankara kurtarıcısını bekliyordu.
Ankara devlet kurmaya hazırlanıyor
Mustafa Kemal Paşa da Ankara’nın işgalinden bir yıl sonra 18 Aralık 1919 Perşembe günü Sivas’tan Heyeti Temsiliye ile birlikte yola çıktı. Paşa’nın geleceğini duyan Ankaralılar, hazırlıklara başlamışlardı. Ankara Kulübü Derneği Başkanı Dr. Metin Özaslan’ın anlattığına göre, Mustafa Kemal Paşa ve Heyeti Temsiliye’nin Ankara’ya gelişlerinin sabahı bütün Ankaralılar çıngırak, davul ve zurna sesleri ile ayaklanır. Ankara’nın meşhur ihtiyar dilsizi Ahras İbrahim, elinde çıngırağı kırk para karşılığında sattığı ajansında Mustafa Kemal Paşa’nın Ankara’ya geleceğini haber verir. Ankara’nın meşhur tellallarından Ali Dayı da gür sesiyle Mustafa Kemal Paşa’nın geleceğini duyurarak, “Herkes aşağı yüze insin” diye bağırmaktadır.
“Kızılca gün”de öğleye varmadan herkes sokağa dökülür. Aslında bir haftadan beri Ankara’nın kasabalarından ve köylerinden atlı ve yaya çok sayıda Seymen ile kalabalık bir halk grubu Ankara’yı doldurmuştur. O zamanlar 15-17 bin olan Ankara’nın nüfusu, kazalardan ve çevre illerden gelenlerle birlikte 80 bin kişiyi bulmuştur. 3 bin atlı ve 700 yaya Seymen, büyük bir coşkuyla Mustafa Kemal Paşa’nın yolunu gözlemeye başlar.
Yeni Türk devletinin müjdecisi
Enver Behnan Şapolyo, o gün Ankara delikanlılarının “Seymen Alayı” oluşturmalarını şöyle anlatıyor:
“Bu pek eski bir Oğuz ananesi idi. Eski Türkler yeni bir devlet kurulacağı zaman Seymen düzülürlerdi. Ankara delikanlıları millî elbiselerini giyerek Ulucanlarda Sarı Ahmet’in kahvesi önünde toplandılar. Başlarında efeleri olduğu hâlde zeybek kıyafetindeki delikanlılar alay teşkil ederek Ulucanlardan Hacıbayram Camii önüne geldiler. Burada âdet üzere bir kurban kesildikten sonra Kayyum Dede dua etti. O gün tam 700 yaya seymen ve 3 bin zeybek alay kurmuştu. Seymen Alayının önünde davul ve zurnalar çalmaya başladı. Bayrakların önünde Baltacılar, önlerinde birer meşin önlük ve omuzlarında iri baltalar, arkalarında tüfekleri ağır ağır ilerlediler. Seymen Alayında 30 zurna, 50 davul çalmakta idi. Bunlar yer ve göğü inletmekte idiler. Yayalar iki sıra teşkil etmişler, hepsinin ellerinde Teke Palalar bulunmakta idi. Ara sıra Efeler Seymen Alayının önünde, ellerinde kılıçlar zeybek oynamakta idiler. Bunları da 3 bin atlı efe takip etmekte idi. Seymen Alayının arkasında Zeybek oyunu oynadılar.”
“Var olun yiğitler!”
Heyeti Temsiliye, Dikmen’deki bu karşılamadan sonra, Genelkurmay Başkanlığının bulunduğu sahada, ahşap bir evin önüne geldiğinde, Mustafa Kemal otomobilinden inerek, karşılamada bulunanların ellerini sıkar. Biraz daha ilerde bekleyen zeybek giysili 700 delikanlı ve ellerinde “teke pala”larla seymenleri gören Mustafa Kemal Paşa, onları “Merhaba efeler” diye selamlar. “Sağ ol Paşa Hazretleri” cevabını alan Mustafa Kemal, bu kez “Arkadaşlar buraya niçin geldiniz” diye sorar. Seymenler hep bir ağızdan “millet yolunda kanımızı akıtmaya geldik” diye seslenince; Atatürk, bu kez “Fikrinizde sabit misiniz” sorusunu yöneltir. Seymenler, yeniden “Ant olsun” dediklerinde; Mustafa Kemal’in gözlerinin yaşardığı görülür: “Var olun yiğitler!”
Atatürk, 27 Aralık’ta Dikmen sırtlarında yapılan karşılamayı, yıllar sonra, “Ankaralılar beni misli görülmemiş bir heyecanla karşıladılar” diye anlatır.
Mustafa Kemal Paşa ve Heyeti Temsiliye için resmî karşılama töreni Valilik önünde düzenlenir. Paşa ve Heyeti Temsiliye, Vilayet binası önünde Vali V. Yahya Galip (Kargı) Bey tarafından karşılanır. Törende, Nevşehirli Hasan Fehmi Efendi tarafından dua edilir. Mustafa Kemal Paşa, daha sonra Ankara’daki ilk karargâhı olan Ziraat Mektebi’ne (şimdi Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü binası) yerleşir.