Seksen ülke Ukrayna’nın “toprak bütünlüğünün” Rusya’nın iki yıllık savaşını sona erdirecek herhangi bir barış anlaşmasının temeli olması çağrısında bulundu.
Ancak İsviçre’deki bir konferansta gelişmekte olan bazı kilit ülkeler katılmadı ve diplomasinin ilerleyeceği yol belirsizliğini koruyor.
Katılımcılardan sekiz ülkenin bildiriye imza atmadı. Konferansta temsil edilen Suudi Arabistan, Hindistan, Güney Afrika, Tayland, Endonezya, Meksika, Brezilya ve Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) nükleer güvenlik, gıda güvenliği ve mahkumların değişimi konularına odaklanan sonuç bildirisini imzalamayanlar ülkeler oldu.
Ortak bildiri, İsviçre’nin Bürgenstock tatil beldesinde düzenlenen ve davet edilmeyen Rusya’nın yokluğuyla dikkat çeken iki günlük bir konferansı tamamladı. Birçok katılımcı Rusya’nın gelecekte barışa giden bir yol haritasına katılabileceği umudunu dile getirdi.
Bildiride, nükleer enerji ve tesislerin her türlü kullanımının güvenli, emniyetli, korunaklı ve çevreye duyarlı olması gerektiği belirtildi. Bu kapsamda Zaporijya Nükleer Santrali de dahil olmak üzere Ukrayna’nın nükleer enerji santralleri ve tesislerinin tam egemenlik kontrolü altında, IAEA ilkelerine uygun olarak ve onun denetimi altında emniyetli bir şekilde çalışması gerektiği ifade edildi.
“Ukrayna’ya karşı devam eden savaş bağlamında herhangi bir nükleer silah tehdidi veya kullanımı kabul edilemez” denilen bildiride ayrıca, küresel gıda güvenliğine yönelik saldırıların kabul edilemeyeceği kaydedildi.
Gıda ürünlerinin kesintisiz üretimine ve tedarikine bağlı olduğu belirtilen bildiride küresel gıda güvenliği bağlamında serbest, tam ve güvenli ticari seyrüseferin yanı sıra Karadeniz ve Azak Denizi’ndeki deniz limanlarına erişimin önemine dikat çekildi.
Bildiride, limanlarda ve güzergah boyunca ticari gemilere, sivil limanlara ve sivil liman altyapısına yönelik saldırıların kabul edilemez olduğu ifade edilerek, “Gıda güvenliği hiçbir şekilde silah haline getirilmemeli. Ukrayna tarım ürünleri ilgili üçüncü ülkelere güvenli ve serbestçe sağlanmalı” denildi.
Tüm savaş esirlerinin serbest bırakılması gerektiği belirtilen bildirgede, sınır dışı edilen ve hukuka aykırı olarak yerlerinden edilen tüm Ukraynalı çocuklar ve hukuka aykırı olarak gözaltına alınan diğer tüm Ukraynalı sivillerin Ukrayna’ya iade edilmesi talebi yinelendi.
“Barışa ulaşmanın tüm tarafların katılımını ve diyalogunu gerektirdiğine inanıyoruz” denilen bildirgede, gelecekte tüm tarafların temsilcilerinin daha fazla katılımı ile somut adımlar atılmasına karar verildiği belirtildi.
Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Şubat 2022’de Ukrayna’yı işgal etmesinden bu yana devam eden topyekûn savaş yüz binlerce insanın ölümüne ya da yaralanmasına, tahıl ve gübre gibi malların piyasalarının altüst olmasına, milyonlarca insanın evlerini terk etmesine ve savaş nedeniyle Moskova’ya yaptırım uygulayan Batı ile Rusya, Çin ve diğer bazı ülkelerin arasının açılmasına neden oldu.
Savaşan ülkelerin birbirlerinden her zamankinden daha uzak göründükleri bir dönemde barışa doğru atılmış bir ilk adım olarak lanse edilen konferansa çoğunluğu Batılı ülkelerden oluşan yaklaşık 100 delegasyonun yanı sıra gelişmekte olan bazı önemli ülkeler de katıldı.
Konferansta Fransa, Almanya, İngiltere, Japonya, Polonya, Arjantin, Ekvator, Kenya ve Somali’den cumhurbaşkanları ve başbakanlar yer aldı. Vatikan’ın da temsil edildiği etkinlikte ABD adına Başkan Yardımcısı Kamala Harris konuştu.
Nükleer güvenlik, gıda güvenliği ve mahkumların değişimi konularına odaklanan nihai belgeyi imzalamayan ülkeler arasında Hindistan, Meksika, Suudi Arabistan, Güney Afrika, Tayland ve Birleşik Arap Emirlikleri dışişleri bakanları ya da alt düzey elçiler tarafından temsil edildi. “Gözlemci” statüsündeki Brezilya belgeyi çekimser kalırken Türkiye bildiriye imzaladı.
Nihai belgede BM Şartı ve “toprak bütünlüğü ve egemenliğine saygı… Ukrayna’da kapsamlı, adil ve kalıcı bir barışın sağlanması için bir temel teşkil edebilir ve edecektir” denildi. Ukrayna’nın daha fazla toprak kaybetmesini ve NATO askeri ittifakına katılmak için uzun süredir beslediği umutlardan geri adım atmasını isteyen Putin için bu bir başlangıç değil.
Etkinliğe ev sahipliği yapan İsviçre Cumhurbaşkanı Viola Amherd, son basın toplantısında katılımcıların “büyük çoğunluğunun” “diplomasinin neleri başarabileceğini gösteren” nihai belgeyi kabul ettiğini söyledi.
Dışişleri Bakanı Ignazio Cassis, İsviçre’nin Rus yetkililerle temasa geçeceğini söyledi ancak mesajın ne olacağını belirtmekten kaçındı.
Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski toplantıda “barışa doğru atılan ilk adımları” selamladı ve ortak bildirinin “BM Şartına saygı duyan herkesin katılımına açık” olduğunu söyledi.
Zelenskiy, ayrıca Ukrayna’nın adını vermediği bazı ülkelerle “ikinci bir barış zirvesine” ev sahipliği yapmak üzere görüşmeler yürüttüğünü söyledi ancak herhangi bir zaman çizelgesi vermedi. Zelenskyy bu ayın başlarında Rusya’nın desteklediği Çin’i İsviçre konferansını baltalamaya çalışmakla suçlamış, bu iddia Pekin tarafından yalanlanmıştı.
İsviçreliler ve Ukrayna’nın müttefikleri şimdi, son aylarda Rusya’nın kuzeyde ve doğuda bazı toprak kazanımlarını da içeren bombalar ve savaş alanındaki gelişmelerle yakında boğulabilecek olan barışa yönelik ivmeyi sürdürme göreviyle karşı karşıya.
Zelenski, ulusal güvenlik danışmanlarının gelecekte bir araya geleceğini ve sonrasında “belirli bir plan olacağını” söyledi.
Hem savaş yorgunluğunun hem de son aylarda ortaya çıkan diğer kaygıların bir kanıtı olarak, BM üyesi ülkelerin sadece yarısı toplantıya katıldı. Bu durum, Rusya’nın işgalinin kınandığı ve Rus birliklerinin Ukrayna’yı terk etmesi çağrısında bulunan bağlayıcı olmayan bir kararın BM Genel Kurulu’nda 141 ülke tarafından kabul edildiği Mart 2022’den çok farklı.
Toplantıya katılan bazı gelişmekte olan ülkelerin nihai bildirinin arkasında neden sıraya girmedikleri tam olarak anlaşılamadı ancak bu ülkeler Rusya’yı kızdırmaktan çekinmiş ya da Moskova, müttefiki Çin ve Kiev’i destekleyen Batılı güçler arasında bir orta yol bulmaya çalışmış olabilirler.
İsviçre’deki toplantıda Rusya’ya karşı sert konuşmak ama bir yandan da barış girişimine katılması için kapıyı açmak gerekiyordu.
Zelenski, “Birçok ülke … Rusya Federasyonu temsilcilerinin katılımını istedi. Aynı zamanda ülkelerin çoğunluğu onlarla (Rus liderlerle) el sıkışmak istemiyor… Dolayısıyla dünyada çeşitli görüşler var” dedi.
Avrupa Birliği Yürütme Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen ise konferansa “Barışa Giden Yol” adının verilmesinin doğru olduğunu çünkü barışın tek bir adımda sağlanamayacağını söyledi.
Von der Leyen, “Bu bir barış müzakeresi değildi çünkü Putin savaşı sona erdirme konusunda ciddi değil. Teslimiyette ısrar ediyor. Ukrayna topraklarını – hatta bugün kendisi tarafından işgal edilmeyen toprakları bile – terk etmekte ısrar ediyor. Ukrayna’nın silahsızlandırılmasında ısrar ederek Ukrayna’yı gelecekteki saldırılara karşı savunmasız bırakıyor. Hiçbir ülke bu çirkin şartları kabul etmez” dedi
Analistler, Rusya’nın davet edilmemesi nedeniyle iki günlük konferansın savaşı sona erdirme yönünde çok az somut etkisi olacağından şüpheleniyorlardı. Konferansa katılmayan Çin ve Brezilya barışa giden alternatif yolları birlikte çizmeye çalıştılar.
Katar Başbakanı Şeyh Muhammed bin Abdulrahman El Thani Cumartesi günü yaptığı açıklamada, zengin Körfez ülkesinin Ukraynalı çocukların aileleriyle yeniden bir araya getirilmesi konusunda hem Ukraynalı hem de Rus heyetlerle görüşmelere ev sahipliği yaptığını ve şu ana kadar 34 çocuğun yeniden bir araya getirildiğini söyledi.
Ukrayna hükümeti 19 bin 546 çocuğun sınır dışı edildiğini ya da zorla yerlerinden edildiğini düşünürken Rusya Çocuk Hakları Komiseri Maria Lvova-Belova da daha önce en az 2 bin çocuğun Ukrayna yetimhanelerinden alındığını doğrulamıştı.
Karadağ Başbakanı Milojko Spajic Pazar günü düzenlenen toplantıda konuştu: “Üç çocuk babası biri olarak, binlerce Ukraynalı çocuğun zorla Rusya’ya ya da Rusya’nın işgali altındaki Ukrayna topraklarına gönderilmesinden derin endişe duyuyorum. Ukraynalı çocukların Ukrayna’ya geri dönmesi için bu masada bulunan hepimizin daha fazlasını yapması gerekiyor.”
Pek çok ülke görüşmeleri, kısmen uluslararası hukuku korumak için bir prensip meselesi olarak gördü.
Kenya Cumhurbaşkanı William Ruto Rusya’nın Ukrayna’yı işgalini “korkunç ve dehşet verici bir katliam ve yıkım gösterisi” olarak nitelendirdi ve hükümetinin bu saldırıyı kesin bir dille kınadığını söyledi.
Kaynak: Ajans Bizim