24 Nisan yaklaşıyor. ABD’de Ermeni lobisi Biden’den seçim kampanyası sırasında verdiği sözü tutması ve sözde ‘Ermeni soykırımını’ tanıması için bastırıyor. Şu ana kadar ABD Başkanı Joe Biden ve yardımcısı Kamala Harris yaptıkları açıklamalarda gereğini yapacaklarını ima ediyorlar.
”Soykırım” iddiaları konusunda ‘Ermeni Sorununu Anlamak: Önyargıları Aşmak, Nefretten Arınmak’, “Ermeni Sorununu Anlamak: Malta Yargılaması (1919*1921)” adlı kitap çalışmaları olan Uluç Gürkan, kaleme aldığı bir mektup ve 44 sayfalık bir bilgi-belge notunu ABD Başkan Yardımcısı Harris ve belirli Kongre üyeleri ile danışmanlarına gönderdi. Önceden harekete geçilmeli
“Türkiye ise suskun. Bu konuda tarihi ve hukuki gerçekleri anlatmak için bir çalışma yapmıyor” diyen Uluç Gürkan, “Oysa, Biden, Haris ve Ermeni soykırımı iddialarına destek veren ABD Kongre üyeleri, tarihi ve hukuki gerçekler konusunda yeterince aydınlatılmadığı için Ermeni propagandasının etkisi altındadır. Onları bilgilendirmezsek, Biden da ABD Kongresi gibi soykırımı tanıyabilecektir” dedi.
“Biden 24 Nisan 2021’de “soykırım” demeden önce harekete geçilmelidir. Karar açıklandıktan sonra ‘karar bizim için yok hükmündedir’ türü tepkiler anlamsız olur” diyen Gürkan, bu nedenle bir yandan konuyu siyasetin gündeme taşımaya çalışıyor, bir yandan da ABD Başkanlığı ve Kongresini tarihi ve hukuki gerçeklerle yüzleşmeye çağırıyor. Gürkan, kaleme aldığı bir mektup ve 44 sayfalık bir bilgi-belge notunu ABD Başkan Yardımcısı Kamala Harris ve belirli Kongre üyeleri ile danışmanlarına gönderdi.
Ajans Bizim’e konuşan Uluç Gürkan, mektubunda Kamala Harris ve ABD Kongre üyelerine ABD’li düşünür Alvin Tofler’in şu sözüyle hitap ediyor: “21. Yüzyılın cahilleri okuma yazma bilmeyenler değil; öğrenmeyenler, önyargılarından vazgeçmeyenler ve gerçeklerle yüzleşmeyenler olacaktır.”
“21. Yüzyıl Aydınlanması” başlıklı bilgi-belge notunda da ABD ve İngiliz Ulusal Arşivlerinden çok sayıda belgeye atıf yapan Uluç Gürkan, dünyaca ünlü tarihçi Prof. Bernard Lewis’in “savaş trajedisi” olarak tanımladığı 1015-1916 olaylarının soykırım olarak nitelenmesinin tarihi ve hukuki gerçekleri göz ardı eden, din temelli bit ırkçı önyargı olduğunu belirtiyor. Aynı zamanda, soykırımın ancak yetkili bir mahkeme tarafından gerçek kişilere yöneltilebilecek uluslararası bir suç olmasına karşın, ”Ermeni soykırımı” iddialarının gerçek kişiler yerine ülkesi ve ulusuyla Türkiye’ye yöneltildiğine de dikkat çekiliyor.
News
