Depremin kendisinin değil, olası sonuçlarının kişide korku oluşturduğunu vurgulayan uzmanlar, “Seismophobia” olarak adlandırılan deprem korkusunun en çok belirsizlikle tetiklendiğini ifade ediyor.
Deprem sonrası psikolojik tepkiler arasında korku, konfüzyon, keder, suçluluk, öfke gibi pek çok güçlü zihinsel ve duygusal durumlarla karşılaşıldığını belirten Uzman Klinik Psikolog Merve Umay Candaş Demir, psikolojik desteğe ihtiyacı olan kişilere duygularını bastırmaya çalışmadan kendilerini ifade edebilme olanağı sağlanması gerektiğinin altını çiziyor.
Demir; afet sonrası normal hayata dönme sürecini kolaylaştırmak için beslenmeye dikkat edilmesini, egzersiz yapmayı, kahve ve sigara gibi uyaranların kısıtlanmasını öneriyor.
Türkiye’yi sarsan deprem felaketi sonrası enkaz altında kalan vatandaşları arama ve kurtarma çalışmaları devam ediyorken deprem korkusu toplumu tekrar etkisi aldına aldı.
“Birkaç hafta içinde yeni duruma alışılıp hayata devam edilemezse, Akut Stres Bozukluğu ; sıkıntılı süreç, aylar ve bazen yıllar boyu devam ederse Travma Sonrası Stres Bozukluğu (TSSB) adı verilen psikiyatrik rahatsızlıklar ortaya çıkabilir” uyarısında bulunan Klinik Psikolog Merve Umay Candaş Demir, “Travma Sonrası Stres Bozukluğu tablosunda, travmatik olayın zihinde ve rüyalarda canlanması, travmayı anımsatan uyaranlardan kaçınma, duygusal küntleşme, umutsuzluk, uyku bozuklukları, öfke ve huzursuzluk semptomlarına rastlanır. Akut Stres Bozukluğu için bu semptomların 1 aydan kısa, TSSB için 1 aydan daha uzun süre devam ediyor olması, sosyal yaşam, iş yaşamı ve diğer uğraşılarda ciddi bozulmalara yol açması kriterleri aranır” diye konuştu. (BSHA-Bilim Ve Sağlık Haber Ajansı)