DOLAR 34,5467 0.18%
EURO 36,0147 -0.62%
ALTIN 3.005,411,48
BITCOIN 3387790-0,54%
Şanlıurfa
14°

PARÇALI AZ BULUTLU

02:00

İMSAK'A KALAN SÜRE

Hastane saray, gidişat nanay!..

Hastane saray, gidişat nanay!..
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Devasa binalar, şatafatlı açılışlar ve en şaşırtıcı olanı ise hasta garantili hastaneler…
Tıpkı devasa adliye binaları gibi, 500-800, hatta 1000 yataklı şehir hastaneleri yapılıyor Türkiye’de…
AKP iktidarı, yolcu garantili havaalanları, geçiş garantili otobanlar ve köprüler gibi hasta garantili hastaneleri de seçimler öncesinde en büyük propaganda malzemesi olarak kullanmıştı…
Türkiye’nin dört bir yanında şehir hastaneleri açıldı, Urfa gibi şehirlerde ise benzerlerinin inşaatları devam ediyor…
Türk halkı Afyon’da 50 milyon Euro harcanmasına rağmen yolcu kapasitesinin çok altında kalan Zafer Havaalanı gibi skandallara şaşırıyorken, sosyal- siyasal-ekonomik çarpıklığın ortasında toplumu şoke eden çelişkiler içerisinde insan sağlığını direkt ilgilendiren uygulamalar var ki, ülkenin belki de terörden bile en önemli sorunu haline geliyor…

Çünkü bir ülkede eğitim ve sağlık politikası çökerse, ne eğitimli, ne sağlıklı toplum kalır, ne de devletin dayanağı…
Türkiye’de sayıları 3 ile 18 milyon arasında farklı rakamlarla ifade edilen sığınmacılar, kaçaklar, göçmenler meselesi sadece ekonomiye darbe vurmuyor, ulaşım, altyapı, istihdam sorunu ve eğitimin yanı sıra sağlık sistemini de giderek daha çok kilitliyor…
Çünkü Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın sığınmacılara yönelik poliklinik sayısının 97 milyona, yatarak tedavi sayısının 3 milyona, ameliyat sayısının 2,6 milyona yaklaştığına, 29 şehirde sığınmacılar için 185 sağlık merkezi kurulduğuna dikkat çekmesi, sağlık sistemindeki girdabın ne hale geldiğini açıklamaya yetiyor…
İşte Türkiye’de sağlık sektöründeki asıl sorunun fiziki yapılar değil, sistem ve personel sorunu olduğunu gösteren başka vahametler de giderek derinleşiyor…
////////////////////

Sağlık sistemi çöküşte…
++++++++++++
AKP’nin ortadan kaldırdığı Devlet Planlama Teşkilatı işler haldeyken, Türkiye’de artan nüfusa karşı olası yatırımlar çok doğru hesaplanıyor ve fiziki uygulamaları da buna göre yapılıyordu…
İşte DPT gibi bir sistem ortadan kalktığı için sadece gereksiz yerlere havaalanı yapılması gibi, ulaşım ve yatırım keşmekeşi ortaya çıkmıyor, tarımda da kaç milyon kişi için hangi ürünlerin ekilmesi konusunda plansızlık olduğu için de, bir yandan buğday için bile Rusya’ya muhtaç kalınıyor, diğer taraftan artan sebze, meyve fiyatları toplumu giderek kıskaçta tutuyor…
Türkiye’de eğitim, ekonomi, istihdam yatırımlarında olduğu gibi sağlıkla ilgili yatırımlar da cumhuriyetin kuruluşundan bu yana artan nüfus oranına göre planlanıyorken, sistem AKP döneminde iyice kıskaçta çırpınıyor…
İşte eğitimdeki fiziki yetersizlikler nasıl gecekondu liseleri ve gecekondu üniversiteleri ile adeta diploma pazarlayan bir rant sistemi ile kapatılmaya çalışılıyorsa, sağlık sektöründeki benzer sorunlar da, bir taraftan özel hastane rantiyesini yaygınlaştırırken, diğer taraftan da devasa fiziki yatırımlara rağmen sistemi kilitleyen doktor sıkıntısı giderek vahim bir hâl alıyor…
AKP iktidarı şehir hastaneleri furyasını devam ettirirken, bir yandan ilaç ve tedavi giderlerini artırıyor, diğer yandan da personel sıkıntısı büyüyor…

Velhasıl, bu gidişle Türkiye’nin birçok kentindeki devlet hastanelerinde poliklinik yapacak doktor bulunamayacak…

Bazı ameliyatların yapılamaması, muayene için aylar sonrasına randevu verilmesi de büyüyen tehlikenin işaretleri…
//////////////////////

15 bin doktor kaçtı…
+++++++++++
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “giderlerse gitsinler” çıkışının ardından, 5 bin Euro olduğu öne sürülen maaşlar Almanya’ya doktor göçü başlatmıştı…
Türkiye’de geçinemedikleri gerekçesiyle Almanya’ya giden doktor sayısının 15 bine ulaştığı dün gazetelere yansımıştı… Gazetelere göre doktorlardan sonra acil servis ve ameliyat hemşireleri de Almanya’ya göç etmeye başlamış…
İşte bu göçün yol açtığı sıkıntı dünkü gazetelere “Uzman doktor bulunamıyor” başlığıyla yansımıştı…
Habere göre Çanakkale’nin bazı ilçelerinde kadın doğum, Kırıkkale’de hematolog, tıp fakültesi bulunan Düzce’de ise uzman doktor bulunamıyormuş…
Urfa gibi nüfusu 2 milyona yaklaşan bir kentte ise bazen bir onkoloji uzmanı binlerce hastaya hizmet vermeye çalışırken, bir salonda aynı anda 50’den fazla hastaya kemoterapi uygulandığından yakınılıyor…
İşte doktor açığı giderek büyürken, Türk Tabipleri Birliği Genel Sekreteri Vedat Bulut, yan dallarda sorun giderilmediği takdirde sağlık alanında daha büyük sıkıntıların başlayacağına dikkat çekmiş…
Bu arada TÜİK, yıllık bazdaki sağlık harcamalarında yüzde 75.95 artış yaşandığını tespit ederken ve devlet hastanelerinde doktor, ilaç, katkı payı harcamaları artarken, özel hastanelerde soyguna varan faturalar yüzünden bazı yurttaşların tedavi için bankalardan sağlık kredisi çekmeye başladığı dün bir gazetenin manşetindeydi…
Evet; Büyük Önder Atatürk gerçekten “beni Türk hekimlerine emanet ediniz” dedi mi bilinmez ama Türkiye’de giderek büyüyen doktor, hemşire göçü devlet hastanelerindeki uzman doktor açığını da büyük boyutlara ulaştırırken, herkesin aklına aynı soru geliyor;

Bir OECD raporuna göre Türkiye’de 80 bin doktor açığı varken, sarayı andıran hastaneler ve 85 milyonun sağlığı kime emanet?..