14 Eylül 2020 Pazartesi
Değerli okuyucular;
Şanlıurfa’nın yıllardır temeli atılan veya atıldığı sanılan şehir hastanesini biraz haber biraz da yorum dilinde kaleme alayım dedim. Çünkü bu konu Şanlıurfa’nın önemli sorunu halinden çok alay konusu olmaya kadar geldi. Belki birileri kızacak, darılacak ama gerçek budur. Gerçeklerden kaçarak zaten bu duruma gelindi.
Neden hastane diyeceksiniz belki?
Biraz da aldatılmışlıktan…
Cumhurbaşkanı, Bakanı, Milletvekili, idarecisi söz verdi ama bir türlü temeli atılmadı. Bu da insanları gerdi ve bazen de alay konusu oldu.
Şanlıurfa’da yıllardır temeli atılan fakat bir türlü atılamayan şehir hastanesi artık insanlar arasında geyik konusu hemen hemen 2015 yılından beri devam ediyor. Kim ne zaman Şanlıurfa ile ilgili şehir hastanesi ismi duysa başlıyor geyik yapmaya ve ötesinde hakaret etmeye kimileri de “Bırakın artık aklımızla alay etmeyin” siteminde bulunuyor.
BAKAN FAHRETTİN KOCA TOPLANTI DÜZENLEDİ
Sağlık Bakanı Dr. Fahrettin Koca, geçtiğimiz günlerde Diyarbakır’da gerçekleştirilen Diyarbakır, Mardin, Şanlıurfa, Batman, Siirt ve Şırnak ilinin ele alındığı Bölge Değerlendirme Toplantısı düzenledi.
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, yaptığı toplantı ile Diyarbakır, Mardin, Şanlıurfa, Batman, Siirt ve Şırnak’a yönelik önemli açıklamalarda bulundu. Şanlıurfa İl Sağlık Müdürü Emre Erkuş’un yanı sıra birçok müdür, başhekim ve saha koordinatörlerinin katılımıyla düzenlenen toplantıda Güneydoğu’da 6 kentte inşa edilecek hastanelerin detaylarını aktaran Koca, Şanlıurfa Şehir Hastanesi’nin inşaatına en kısa sürede başlayacaklarını duyurdu.
Bakan Koca’nın açıklaması sonrası sosyal medyadan paylaşım yapan İl Sağlık Müdürü Emre Erkuş ise 2023 öncesi şehir hastanesinin hizmete açılacağını duyurdu. Bu açıklamasından sonra şehir hastanesinin yapıldığı alana giden Erkuş, çalışmaları inceledi.
Erkuş, inşaat alanında yaklaşık 1 aydır devam eden sondaj ve zemin etüdünde bugün 41’inci ve sonuncu sondajın da yapılması ile işlemin biteceğini belirtti.
HABERİ KULLANANLAR BİN PİŞMAN OLDU
Sağlık Müdürü’nün haberini gerek gazete sayfalarında ve gerekse dijital gazete veya medyada haber yapanlar bin pişman oldu. Haberin altına onlarca eleştiri ve yorumlar yapıldı. “Bunlar bizim aklımızla alay ediyor” gibi onlarca yorumlar gazetelerin alt köşelerindeki yerini aldı. Tabi ki burada burada Sağlık Müdürünün yapacağı bir konu yok. O da kendisine söyleneni yapıyo.
5 YIL ÖNCE TEMELİ ATILMIŞTI
Söz konusu projenin temeli 7 Haziran 2015 seçimlerinden önce Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Şanlıurfa’ya gelişi sırasında temeli atılmıştı. Ne olduysa o tarihten sonra oldu. O tarihten sonra yapılan her seçim öncesinde Urfa Şehir Hastanesi vaat olarak gündeme getirildi ancak somut adım bir türlü atılmadı.
İşi alan firmanın tahsis edilen alanın yetersizliğini gerekçe göstererek inşaata başlamadığı kulaktan kulağa söylendi. Büyükşehir Belediye Meclisi kararıyla Şehir Hastanesi proje alanına 33.289 metrekare alan daha ilave edildi. Şehir Hastanesi projesinden umudunu kesen Urfalılar, kentte bulunan mevcut Hastanelerin eksiklerinin giderilmesini istiyor. Şehitlikteki eski Hastane binalarının yıkılarak arsasına 100 Yataklı Hastane yapılacağı Vali Abdullah Erin tarafından açıklanmıştı. Bu projenin de bir an önce hayata geçirilmesi isteniyor.
ŞEHİR HASTANESİ YILAN HİKAYESİNE DÖNDÜ
Şehir hastanesinin adı var ancak kendisini gören kimse olmadı. Muhalefetin bile bugüne kadar gündeme almadığı hastane artık onların da gündeminden düşmüyor. Şanlıurfa’da şehir hastanesi meselesinin yılan hikayesine döndüğünü anlatan CHP Milletvekili Mahmut Tanal, “13 Kasım 2014 yılında sözleşmesi imzalanmıştı. 2015’te Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından temeli atıldı, 1700 yataklı hastanenin. Erdoğan, 31 Mart 2019 seçimleri öncesi Şanlıurfa mitinginde, şehir hastanesinin inşaatının devam ettiğini söyledi. Ancak şu ana kadar şehir hastanesinin yapımına ilişkin bir arpa boyu yol alınmış değil. Şehir hastanesinin yapılması planlanan araziye tek bir çivi bile çakılmamış. Ortada temel falan yok. Arazide taş yığınları var” diye konuştu.
AĞZINLA KUŞ TUTSAN KİMSE İNANMIYOR
Bir söz vardır. Allah kimseyi birilerin diline düşürmesin. Şehir hastanesi Şanlıurfa’da iktidar partisini çok yıprattı. Bazen kabahatin ildeki yöneticilerde olduğu söyleniyor. Çünkü Cumhurbaşkanına birkaç kez temel attırdılar. Bu da kentte yöneticileri olan inancı tamamen yok etti. Toplumda bir yerde üç kişi bir araya geldi mi Şehir Hastanesi konuşuluyor. Konuşuldu mu başlıyor geyikler. Şanlıurfa’da sağlık konusunda deyim yerindeyse “Ağzınla kuş tutsan artık kimse sana inanmaz” sözü hakim.
Artık bu saatten sonra inanmak da inandırmak da gerek iktidarın ve gerekse işin üstelenecek olan yöneticilerin elinde. Bir an önce temeli atın da alay konusu olmaktan çıksın bu Şehir Hastanesi.
Şanlıurfa dünyanın en eski kenti, insanlık tarihinin başlangıcı, tüm insanlığın ortak ata yurdudur. Tarih boyunca “Peygamberler Yurdu”, “Peygamberler Diyarı” adları ile anılmıştır.
Sadece Türkiye açısından değil tüm dünya açısından özel bir yeri olan Şanlıurfa’da bugün ne yazık ki, birçok problemle karşı karşıyadır. Bu güzel ilimizin sorunları bir kentin kendi içinde çözebileceği küçük problemler olmaktan uzaktır. Hep birlikte sorunları aklımıza geldikçe sıralayalım.
ENERJİ SORUNU
Şanlıurfa’nın problemlerinden ilki enerji problemidir. Çağımızda insanların sosyal yaşantılarını sürdürebilmeleri belli başlı enerji kaynaklarının sürekliliği ile mümkün olmaktadır. Elektrik enerjisi insan yaşamının ayrılmaz bir parçası haline gelmiştir. Elektriğin olmadığı bir yerde bugün medeniyetten bahsedemez durumdayız. Medeniyetlerin başkenti Şanlıurfa’da sık sık elektrik sorunları gündeme getirilmektedir. 10 yıldır elektrik sorununun çözümüne dair verilen vaatler hiç biri yerine getirilmedi ve sorun her gün büyüyerek devam ediyor. Bu sorun karşısında sosyal devlet ilkesinin işletilememesi bir yana devlet tarafından kanunlar hiçe sayılmakta ve hukuksuz uygulamalarla çiftçinin destekleme primlerine haciz konulmaktadır. Bu düpedüz kanunların hiçe sayılması anlamına gelmektedir.
SAĞLIK SORUNU
Pandemi öncesine gitmek istiyorum. Kentin hemen hemen bütün ilçelerinde doktor eksikliği bulunmaktadır. Şehir hastanesi sözü verildi ve hatta sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a defalarca temel attırıldı ve ortada hastaneden eser yok.
Pandemi dönemine gelelim. Gıpta ile baktığımız sağlığımıza salgın pik yapınca deyim yerindeyse sınıfta kaldık. Sebebi Urfa’mı, Ankara mı bilmem ama sağlık yerlerde sürünüyor. Ortada çok iddia var. Bu iddialar haberde ve sosyal medyada yankılanıyor ama bir kişi çıkıp da bu doğru değildir demiyor. Demek ki yazılan ve çizilenler doğruymuş.
MEVSİMLİK İŞÇİ PROBLEMİ
Şanlıurfa GAP’ın eskiden başkentiydi ancak şu anda GAP’ın başkenti değil, mevsimlik işçilerin başkenti. Aşağı yukarı okullar kapanmadan iki ay önce oradaki öğrencilerin çoğu veliler tarafından alınıp tarım işçisi olarak Urfa dışına götürülmekte. Malatya’ya, Ankara/Polatlı’ya Yozgat’a, Ordu’ya götürülmekte. Bunlar kaldıkları yerlerde barınma sorunu yaşarken, bir de her yıl yüzlerce işçimiz trafik kazalarında hayatını kaybediyor. Tarlalarda çalışan binlerce işçi yasal hiçbir hukuki güvence altında olmadan ‘elçi’ veya ‘dayı başı’ olarak adlandırılan aracılara bağlı olarak çalışmak zorunda bırakılmaktadır. İşçilerin işverenlerinden yasal olarak herhangi bir hak talep edememesi, çalışma dönemlerinde karşılaştığı zorluklar ve işveren karşısındaki güçsüz konumlarından dolayı elçilere duyduğu ihtiyacı arttırmaktadır. Elçiler, işçilerin çalışma yaşamları ile ilgili her türlü kararı, işverenle ücret pazarlığı gibi çok önemli bir konuda bile, onlar adına verir. İşçilerin yolculuğu, çalıştığı yerlerde yapacağı alışverişleri, gerektiğinde sağlık kurumlarına ulaştırılması ve daha pek çok konuda onlar adına düzenlemeler yaparlar.
İŞSİZLİK SORUNU
Türkiye’nin en çok istihdam sorunu yaşayan kentlerindendir ve işsizlik oranları had safhadadır. Gençler işsizdir. Bu şehrimizin genç nüfusu iş fırsatı yakalamak için başka şehirlere göç etmekte oralarda ekmek parası telaşına düşmektedir. İşsizliğin önüne geçmek için her yıl işçi alımı yapılıyor ama işe gitmeden başkaları tarafından maaşları alınıyor. Bir kısmı da torpilli olarak alınıyor ki, bunların hiç de işe ihtiyacı yoktur. Bu yıllarca yaşandı. Belki de hükümetin sırtında bir kambur gibi duruyor. Denetleme olmayınca sorun da büyüyor.
EĞİTİM SORUNU
Bu konuda da pandemi öncesine gitmek istiyorum. Başta Şanlıurfa merkez olmak üzere; ilçelerdeki okulların dersliklerindeki öğrenci sayısı yer yer 40 ve 50’yi bulmaktadır ve hali hazırda yaklaşık en az 5 bin en fazla 9 bin öğretmen açığı mevcuttur diyebiliriz. Şanlıurfa öğretmen açığını her yıl yaşıyor. Bu rakam bazen 5, bazen 10 bini buluyor. Okulların temizlik işlerini yapacak personel yok. Bu yılı söyleyecek olursak bu rakam gülünç durumda. Eğitim-Bir Sen Şanlıurfa Şube Başkanı İbrahim Coşkun, “Şanlıurfa’daki 2200 okulda temizlik işleri için İş-Kur üzerinden 3000 kişi verilecek. Bu sayı her okula 1,3, pandemi sürecinde temizliği anlata anlata bitiremiyoruz. Bu sayı en az 7000 olması gerekiyor” diye açıklama yapıyor. Dünyanın içinde bulunduğu pandemi sürecinde okullardaki öğrenci sayısının en az 2 bin kişi olduğunu düşünün. Bu 2 bin kişinin temizliği 1 kişi yapmak anlamına geliyor.
TURİZM ve ULAŞIM PROBLEMİ
Bir dönem Göbeklitepe yılı oldu. Cumhurbaşkanı açıkladı ama Şanlıurfa buna hazırlıksız yakalandı. Ulaşımından tutun, konaklamaya kadar sorunlar yaşandı. Yani kısacası medeniyetlerin başkenti Şanlıurfa’da turizme yeterli olanaklar sağlanamamaktadır. Turistler için yollarını bulabilecekleri tabelalar yeterli değildir. Turistik tesislerde tuvalet eksikliği vardır. Turistler bu turistik tesislerde içecek su dahi bulamamaktadır. Bu şehrimize gelen turistler için yeterli barınma imkanı dahi bulunmamaktadır. Oteller ve pansiyonların kapasiteleri turist sayısını kaldıramamaktadır.
Türk Hava Yolları’nın Şanlıurfa seferleri çok pahalıdır. Bu kadar pahalı bir ulaşım hizmeti alan Şanlıurfalılar, çoğunlukla da aktarmalı olarak seyahat etmek zorunda kalarak çile çekmektedirler.
Kalın hepiniz sağlıcakla
Türkiye, yaklaşık 3 aydır Covid-19 salgınıyla mücadele ediyor. Koronavirüs tedbirleri kapsamında okullar, camiler kapatıldı…
Türkiye, yaklaşık 3 aydır Covid-19 salgınıyla mücadele ediyor. Koronavirüs tedbirleri kapsamında okullar, camiler kapatıldı. Kafeterya, sinema salonu, lokanta, kahvehane ve AVM’ler kapatıldı. Spor tesisleri kapatılarak, tüm ligler durduruldu. Parklardaki banklar kaldırıldı, düğün dernek işleri yasaklandı. Maske takma ve sosyal mesafe kuralı getirildi. 65 yaş üzeri ve 20 yaş altına sokağa çıkma yasağı geldi. İçişleri Bakanlığından gönderilen ek genelgeyle, hafta sonları önce 2 gün, sonra 4 gün sokağa çıkma yasağı getirildi.
Tüm alınan bu tedbirler halkın sağlığını korumak içindi. Devlet, Koronavirüsü ciddiye alarak tüm gücüyle virüsle mücadele ediyordu. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca bugüne kadar hiçbir Sağlık Bakanının çalışmadığı kadar çalıştı. Devlet, mücadele ederken halk ne yapıyor?
Halk, Koronavirüs tedbirleri kapsamında alınan önlemlere uyuyor mu? Devletin, virüsle yaptığı mücadeleye gereken desteği veriyor mu? Halk derken, memur, işçi, çiftçi, emekli, esnaf, işadamı, nakliyeci, öğrenci, öğretmen, siyasetçi, kısaca bu ülkede yaşayan herkes. Bu ülkede yaşayan herkes, Koronavirüs tedbirlerine uyuyor mu?
Tüm ülkeyi bilemem, ama benim yaşadığım Şanlıurfa’da Koronavirüs tedbirlerine yeteri kadar uyulmuyor. Herkes kafasına göre takılıp, tedbirini kendince alıyor. Bu bölgede hacısı hocası, işçisi çiftçisi, esnafı fabrikatörü, kısaca kimse Koronavirüsten korkmuyor. Çay ocakları ilk genelgeyle kapatıldı. Daha sonra ekmek kavgası öne sürülerek yapılan bir takım baskılar sonunda ek bir kararla çay ocaklarında oturma olmamak şartıyla çay ocakları açıldı. Çay ocaklarında oturma yoktu, fakat ayakta dikilme vardı. Bu dikilme, sosyal mesafe kuralına ve koronavirüs tedbirlerine karşı bir dikilmeydi. Fırınlarda sosyal mesafe kuralı, maske ve eldiven şartı vardı. Peki bunlara uyuldu mu? Bir müddet daha sonra uyulmadı. Fırın tezgahından aldığı ekmekleri eldiven takmadan poşete koyup, müşterisine veren mi desen, o müşteride hiç ses çıkarmadan, ekmekleri alıp gitti mi desem. Otobüse binerken maskeyi takıp, bindikten sonra maskeyi çıkaran mı desem. Büyükşehir Belediyesi ve Belsan’a büyük görev düşüyor. Daha bugün sabah otobüse maskesi çenesinde giren oldu. Uyarıyorsun başına dert alıyorsun. İşte bu noktada şoförler araca bindirmemeli. Çok duyarlı olan şoförlerimiz var. Hele özellikle de 73/A hattında iki şoför vardır, maskesiz bindirmiyor. Vali Abdullah Erin, açıklama yaparak alınan bütün tedbirlerin boşa çıktığını söylüyor. Haklıdır. Emek verildi ama emek bir haftada yok edildi. Şanlıurfa’da ölüm sayısı artıyor amla kimse dinlemiyor.
Pazaryerindeki durumda aynı fırın örneğindeki gibi. Pazar esnafı zabıta kontrole geldiğinde maskesini ve eldivenini takıyor. Zabıta gidince maskesini ve eldivenini çıkartıp, çıplak elle satışına devam ediyor. Koronavirüs, zabıtaları görünce pazaryerinden kaçıyor. Eskiden Zabıtaları görünce işportacılar kaçardı, şimdilerde koronavirüs de zabıtalardan kaçıyor. Gross marketler ve Ulusal marketler de Koronavirüs tedbirlerine uymuyor. Koronavirüs tedbirleri kapsamında marketlere getirilen metrekare büyüklüğüne göre müşteri sayısı ve sosyal mesafe uygulamasına, büyük marketler dikkat etmiyor. Alış veriş esnasında marketlerin içi karınca yuvası gibi. Vatandaş kavanoz kapağı almak için market açılmadan kapısında bekliyor. Pazarda adamın biri iki eliyle meyvenin içerisine girmiş meyve seçiyor, yanına yaklaştığım zaman “Hocam sosyal mesafeye dikkat edelim” diye beni uyarıyor. Kardeşim zaten iki elinle sebzenin, meyvenin içerisine girmişsin.
Normalleşme adımları sonrası vaka sayılarının belli bir bantta takılıp kalması, sokağa çıkma yasağını yeniden gündeme getirdi. Bilim Kurulu üyelerinin bu yöndeki talebine Sağlık Bakanı Fahrettin Koca da sıcak bakıyor.
Türkiye genelinde 1 Haziran’dan itibaren uygulamaya konulan ‘normalleşme’ adımlarının vaka sayılarına etkisinin bu hafta ortasına kadar alınması öngörülmüştü. Önceki gün yapılan Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu toplantısında da, açılımların etkisi masaya yatırıldı. Birçok sınırlamanın kaldırılmasıyla birlikte tüm Türkiye’de yaşanan yoğunluğun vaka tablosunda olumsuz değişime yol açmadığı savunulurken, vaka sayılarının belli bir bantta takılıp kaldığına dikkat çekildi.
Bunca zaman emek verildi. Şimdi peki ne olacak. Yine eski yasaklı günlere mi döneceğiz. Lütfen Urfalılar lütfen. Biraz sabır biraz kurallara uyalım. Yoksa durum hiç de iç açıcı değil.
Kalın hepiniz sağlıcakla…