Eğitim-Bir-Sen Şanlıurfa Şube Başkanı İbrahim Coşkun, öğretmenlerin toplumdaki önemine ve karşılaştıkları sorunlara dikkat çeken açıklamalarda bulundu. Eğitimin temel taşı olan öğretmenlerin her türlü övgü ve değeri hak ettiğini belirten Coşkun, öğretmenlerin uzun yıllardır hak ettiği itibarı görmediğini vurguladı.
Eğitimciler Birliği Sendikası (Eğitim- Bir-Sen)
Şanlıurfa Başkanı İbrahim Coşkun, öğretmenlerin toplumdaki önemine ve
karşılaştıkları sorunlara dikkat çeken açıklamalarda bulundu.
EĞİTİMİN ASIL UNSURU
ÖĞRETMENDİR
Coşkun, yaptığı açıklamada, eğitimin asıl unsurunun öğretmen olduğunu ifade ederek, şu ifadelere yer verdi:
Nitelikli bilgi ve beceriler edinmenin önemiyle orantılı olarak eğitimin daha bir değer kazandığı günümüzde, geçmişten geleceğeinsanlığın bilim, kültür ve medeniyet birikimini yeni nesillere aktarmada fedakârca rol üstlenen öğretmenlerimiz, her türlü övgüyü, değer ve desteği hak etmektedir. Öğretmen en önemli, en
etkin, en aktif öğrenme kaynağıdır. Eğitimin asıl unsuru öğretmendir. Bir toplumun değeri, nitelikli öğretmenleriyle işleyen kaliteli eğitim düzeniyle sağlanır. Öğretmenlik, insanla, insanın ahlaki, duygusal değerleri ile doğrudan
ilgili olduğu için, görevi en hassas, sorumluluğu çok yüksek bir meslektir.
Nesiller onların ellerinde şekillenir; var veya yok olur. Öğretmeni aydınlık olan millet, karanlıkta kalmaz. Öğretmenin bugünü, milletin yarınıdır.
Eğitimsiz millet, öğretmensiz eğitim olmaz.
Ülkemizde öğretmenliğin uzun yıllar hak ettiği değeri görmediği hazin bir realitedir. Öğretmenlerimiz, tatmin etmeyen ücretten sosyal saygınlığa, çalışma şartlarından birçoğu ölümle sonuçlanan şiddetin mağduru olmaya kadar birçok zorlukla baş etmek durumunda kalmıştır. Bu anlamda birçok eksikliğine
rağmen, Öğretmenlik Mesleği Kanunu’nda eğitimcilere yönelen şiddete karşı cezaî
hükümler getirilmesinin, eğitimcilere yönelen şiddeti sona erdiremese de büyük
oranda caydıracağı ve adaleti sağlayacağını umuyoruz. Öğretmenlik mesleğini
düzenleyenler başta olmak üzere eğitim mevzuatımızın, eğitimde daha olumlu,
daha başarılı sonuçlar elde etmenin imkânlarını oluşturacak tarzda yeniden
kurgulanması gerekliliği ise hâlâ ortada durmaktadır. Türkiye Yüzyılı’nda
eğitim meselelerine öğretmen merkezli köklü çözümleri hayata geçirme zamanı
gelmiştir. Bu kapsamda öğretmen yetiştirmek üzere açılan eğitim fakülteleri ve
formasyon programlamalarında, pedagojik ilkelere ve Türkiye realitesine uygun
düzenlemeler yapılmalıdır. Bunun yanında öğretmen alımlarında mağduriyet
üretmeyecek bir usul olarak mülakat kaldırılmalıdır. Eğitim imkân ve şartlarını
daha sağlıklı ve insanca bir seviyeye çıkarmak için eğitim çalışanları rahat
yaşayacakları hak ve imkânlara kavuşturulmalıdır. Eğitim-Bir-Sen olarak
eğitimden, öğretmenlerimizden esirgediğimiz her bir imkânın, bugünün ve yarının
nesillerinin imkânını azaltmak, ufuklarını daraltmak, hayallerini kısmak, yol
ve yürüyüşlerini zora sokmak, milletin ikbal ve istikbalini tehlikeye atmak
anlamına geldiğine inanıyoruz. Öğretmenlik mesleğine değer vermenin ve önemini
anlatmanın belirlenmiş bir güne hapsedilmesini yanlış buluyoruz.
Öğretmenlerimizin hak ettiği saygıyı gördüğü bir Türkiye tablosu ortaya çıkıncaya kadar her zaman ve zeminde mücadelemize devam edeceğiz.”
BİHA