DOLAR 34,4810 0.05%
EURO 36,4437 0.22%
ALTIN 2.952,840,62
BITCOIN 33672723,64%
Şanlıurfa
16°

HAFİF YAĞMUR

02:00

İMSAK'A KALAN SÜRE

Kurtuluş Savaşı’nın ilk zaferi

Kurtuluş Savaşı’nın ilk zaferi

Kurtuluş Savaşı'nın ilk başarısı sayılan ve Ankara Hükümeti'nin içte ve dışta itibarını artıran I. İnönü Zaferi, 10 Ocak 1921'de kazanıldı. (Fotoğraf İsmet İnönü / Batı Cephesi Komutanı)

ABONE OL
10 Ocak 2023 17:18
Urfa Haberleri Kurtuluş Savaşı’nın ilk zaferi
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Kurtuluş Savaşı’nın ilk zaferi: I. İnönü

Kurtuluş Savaşı’nın ilk başarısı sayılan ve Ankara Hükümeti’nin içte ve dışta itibarını artıran I. İnönü Zaferi, 10 Ocak 1921’de kazanıldı. 

Yazar Feridun Fazıl Tülbentçi, 1943 yılında Ankara ve İstanbul radyolarında yayınlanan “Geçmişti Bugün” programında, I. İnönü Zaferi’nin kazanılmasını, o günün diliyle şöyle anlatıyordu: “10 Kanunisani’de Miralay İsmet Bey savaş meydanına gelmiş, harekâtı bizzat ateş hattında idareye başlamıştı. Yunanlar, İnönü’ne üç misli kuvvetle hücum etmişlerdir. İstiklal Harbi’nin muntazam kuvvetlerle ilk mücadelesi burada yapılmıştır. Müdafaa çok çetin şartlar içinde cereyan etmiş ve Türk askeri, subayı, fıtri ve ruhi yüksekliğini göstermekle beraber cephe kumandanı da yüksek azim ve iradesiyle hasmını yenmiştir.”

Düzenli orduya geçiş ve savaş başlıyor

Türkiye Büyük Meclisi’nin açılışından önce Ocak 1920 içerisinde Ankara’da Ziraat Mektebi’nde yapılan ve Ankara Kongresi diye de anılan toplantıların en önemli konusu Kuvayımilliye oluşumundan düzenli orduya geçilmesidir. Mustafa Kemal ile İsmet (İnönü) arasında yapılan görüşmelerin sonucunda bu düşüncede karar kılınır.

6 Ocak 1921’de Yunan ileri harekâtıyla başlayan Birinci İnönü Savaşı’nın en şiddetli çarpışmaları 9-10 Ocak günlerinde yaşanıyordu. Düşmana ağır kayıplar verdirmeyi amaçlayan çarpışmalar daha çok Köprühisarı, İnegöl, Bozüyük ve İnönü çevresindeydi. Yunan ordusu geri çekilirken köyleri yağmalamış, zahire, yiyecek, canlı hayvanları da beraberinde götürmüştü. Türkler açısından savunma nitelikli bir savaş olan Birinci İnönü çarpışmaları yeni kurulan ordunun konum ve niteliği bakımından da önem taşır. 

Mustafa Kemal Paşa, Türkiye Büyük Millet Meclisi adına Batı Cephesi Komutanı ve aynı zamanda Genelkurmay Başkanı olan Albay İsmet Bey’e çektiği telgrafta, çarpışmaları, “İnönü meydan muharebesi …” diye nitelendirir. İsmet Bey de cevap verdiği telgrafında, teşekkür ediyor ve “TBMM’ye kayıtsız ve şartsız bağlılıktan alınan manevi güçle toprakların geri alınacağına güvenilmesini arz ediyordu”. Fevzi (Çakmak) Paşa da TBMM’de yaptığı konuşmada, İnönü askerî başarısı sayesinde “Büyük Millet Meclisi’nin genç ordusu, daha henüz ikmal olunmamış ordusu ilk rüştünü bu surede ispat etmiştir” diyordu.

Tarihi belgeler ışığında

Anadolu Ajansı’nın, “Bureau d’information-Adalia” (Enformasyon Bürosu-Antalya) çıkışlı, “Ocak 1921 ve Şubat 1921” arasında çeşitli tarihleri kapsayan Fransızca bültenlerinden, Birinci İnönü Savaşı’nın aşamaları ayrıntılarıyla izlenebilir. Bu ilk zaferin yankılarına da işaret edilen bültenlerde, bu zaferi küçültmek isteyen Yunanların çabasını sonuçsuz bırakmaya yönelik bilgi verilir. Bültenlerde, Çerkez Ethem ve kardeşlerinin Yunan saflarına geçişleri de anlatılır:

Anadolu Ajansı / Ankara 24 Ocak 1921, Numara 48

“İstanbul’dan ve iç bölgelerden bize gelen haberlere göre, kahraman Batı Ordumuzun Yunanlara karşı kazandığı zafer, başkentte olduğu kadar, taşrada da, Türk ve Müslüman halk arasında görülmemiş bir sevinç, Hıristiyanlar ve Müttefikler çevresinde ise üzüntü yaratmıştır.

Anadolu Ajansı şunu belirtir ki, Yunan karargâhı yayınladığı gecikmiş bildiri ile gerçek bir hücumun söz konusu olmadığını, sadece keşif harekâtı yapıldığını öne sürerek, büyük İnönü Savaşında Yunan birliklerinin uğradığı yenilginin önemini azaltmaya çalışmaktadır. Ayrıca kayıplarının ciddi olmadığını iddia etmektedir. Şunu hatırlatmalıyız ki, Yunan birlikleri Eskişehir önünde 36 saat çarpışmak zorunda kalmışlar, büyük kayıplara uğramışlar ve kaçmışlardır. Savaş alanında 12 saat daha kalsalardı toptan yok edileceklerdi. Ayrıca belirtmek gerekir ki, Milliyetçi Ordunun genelkurmayı, önceden hazırlanmış bir plan gereğince, son darbeyi vurmak için düşman birliklerinin Eskişehir önüne kadar ilerlemelerine göz yummuştur.

Yunanların yenilgisi, İstanbul’a götürmek zorunda kaldıkları çok sayıda yaralıdan bellidir. Bu da Yunan Genelkurmayının gecikmiş bildirisinin ne kadar yalan olduğunu ortaya koymaktadır. 

Yunanlar önlerinde düzensiz güçler bulunduğunu ve bunların kolayca Eskişehir önünde yok edilebileceğini sanmışlar ve böylece bir askeri geziye çıkmışlardır. Yunanlar ile Türkleri ezmeği amaç edinen İngilizler, bizim morali yüksek, iyi düzenli, kahraman ve genç ordumuzun önünde şaşkınlığa düşmüşlerdir. 

Yaşama hakkını ve varlığını korumak için silaha sarılan Türk ulusunu ve vatanı boyunduruktan kurtarmak görevini yüklenmiş olan Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümeti, sarsılmaz gücünü bu son zaferle bir defa daha ispatlamış ve şanını yüceltmiştir. TBMM Hükümeti, dünya haritasından Türkiye adını silmek isteyen saldırgan düşmanlara karşı şunu haykırmaktadır;  yedi yüzyıla yakın kahramanlıkla dolu şanlı bir tarihe sahip ve ölmek istemeyen bir ulus yok edilemez. 

Anadolu Ajansı, ayrıca şunu belirtmek ister ki, vatan ihanet eden, suç işleyen ve düşmanlarımız Yunanların saflarına katılmak alçaklığını gösteren ünlü kışkırtıcı Ethem, kardeşleri Reşit ve Tevfik, ayrıca onların yolunda olanlar kuvvetlerimiz tarafından izlenmiştir. Bu kışkırtıcılardan birçoğu öldürülmüş, hapsedilmiş ya da birliklerimize teslim olmuşlardır. Kısacası bu hainler son olarak Sındırgı, Akhisar ve Marmaracık yönünde yok edilmişler ya da dağıtılmışlardır. Bu başarı da kahraman birliklerimizin İnönü’deki zaferini tamamlamaktadır. 

Bize gelen güvenilir bilgilere bakılırsa, son yenilgiden sonra aceleyle Bursa yönünde kaçarken Yunan birliklerinin elinden hiçbir şey kurtulamamış, düşmanlarımız, geçtikleri her yerde köyleri ateşe vermişler, Müslüman kadın ve kızların ırzına geçmişler, yağma, hırsızlık ve katliam yapmışlardır. 

Bu olayların sözde uygar Avrupa’nın yüzünü kızartması gerekir. 

Müttefik hükümetler, özellikle başında Lloyd George’un bulunduğu İngiliz Hükümeti bu konuyu düşünürler mi acaba?”

Yunan bildirisine cevap

Bir sonraki 49 numaralı bülten de İnönü Savaşı’na ilişkin Yunan bildirisine cevabı içerir. Bu bültende, Anadolu Ajansı’nın bu “bilgiyi yayınlamakla görevlendirilmiş” olmasının belirtilmesi, dikkat çeken bir başka noktadır:

Anadolu Ajansı /Ankara 25 Ocak 1921, Numara 49 

İnönü Savaşı ve Yunan Bildirisi

“Anadolu Ajansı İnönü Savaşı konusunda şu bilgiyi yayınlamakla görevlendirilmiştir:

Yunan Karargâhı resmî bildirisini (Bizim zaferimizle biten İnönü Savaşının tarihi) 11 Ocak 1921’den 16 Ocak 1921’e kadar yayınlayamamıştır. 17 Ocak 1921’de yayınladığı bildiride ise Yunan hareketini basit bir keşif hücumu olarak nitelendirmiş ve önemini azaltmaya çalışmıştır. 

Buna yanıt olarak şunu belirtiyoruz: 

1-Kuvvetlerimiz, belli bir plan çerçevesinde aldıkları emir gereğince düşmanı İnönü dolaylarına kadar çekmiştir. Öyle ki Yunan birlikleri saldırıya başladıkları noktadan 150 kilometre uzaklaşmışlardır. Böyle geniş bir alana yayılmış bir harekâta herhalde keşif hücumu denilemez. 

2-Büyük İnönü Savaşı, 36 saat bütün şiddetiyle devam etmiştir ve düşman, kuvvetlerimiz karşısında dayanamamıştır, çekilmek zorunda kalmıştır. Yunanlar büyük kayıplar vermişlerdir ve çekilişleri bir bozgun biçimini almıştır.

3-Yunan karargâhı, daha önce birliklerinin Bilecik ve Bozhöyük’e ilerlemelerini kesin bir başarı olarak ilan etmişti. 

Daha sonra bu harekâtın bir keşif hücumu olduğunu söylemek acayip bir çelişkidir.”

En az 10 karakter gerekli