Uzmanlar, halk arasında gözde zar oluşması olarak bilinen Epiretinal Membran Hastalığının tedavi edilmediği takdirde görme kayıplarına yol açabileceğini ifade etti.
Halk arasında gözde zar oluşması olarak bilinen Epiretinal membran hastalığı 55-60 yaş sonrası ortaya çıkarak görme kaybı ve bozukluklarına neden olabiliyor. Epiretinal membranın gözün makula denilen görme merkezinin yüzeyinde oluşan bir zar olduğunu söyleyen Kaşkaloğlu Göz Hastanesi Hekimlerinden Prof. Dr. Tansu Erakgün, bu hastalığın başlarda belirti vermediğini söyledi. Prof. Dr. Tansu Erakgün, “Epiretinal membran hastalığı görme merkezinde zamanla kırışıklığa ve büzüşmeye yol açar. Sıklıkla 55-60 yaş sonrası ortaya çıkar ve kendiliğinden oluşur. Genellikle tek gözü etkiler. Daha nadiren altında belli bir sebep olur. Bunlar göze alınan darbeler, retinada yırtık oluşması, daha önceden geçirilmiş göz ameliyatları gibi sebeplerdir. Epiretinal membran ilk başlarda belirti vermez. Ancak zar kalınlaşmaya başladıkça görme merkezinde kırışıklığa neden olur ve görmede azalma, düz çizgilerde eğrilme şikayetlerine yol açar. İlerlemiş durumlarda bu şikayetler oldukça rahatsızlık verir” diye konuştu. Epiretinal Membran Hastalığı Ameliyatla Tedavi Edilebiliyor
Epiretinal membran hastalığının yalnızca ameliyat ile tedavi edilebileceğini dile getiren Prof. Dr. Tansu Erakgün, şunları söyledi: “Epiretinal membranın en sık sebebi, yaşla birlikte göz içi sıvısında meydana gelen değişikliklerdir. Vitreus denilen göz içi sıvısı büzüşerek makulada çekinti ve kırışıklık yapar. Epiretinal membran gelişen hastalarda görmede azalma, çarpık ve yamuk görme başlıca şikayetlerdir. Epiretinal Membran Hastalığının İlaçla Tedavisi Yoktur
Epiretinal membranın ilaçla tedavisi yoktur. Vitrektomi denilen cerrahi müdahale uygulanır. Ameliyatta büzüşmeye sebep olan zar soyularak temizlenir. Erken dönemde uygulanan vitrektomi ile çok iyi görme artışı sağlanır. Görme oranındaki artış 6 ay ile 1 yıl arasında devam eder. Gecikmiş durumlarda da ameliyat yapılır ancak görme artışı beklentisi daha düşük olmalıdır” (BSHA – Bilim ve Sağlık Haber Ajansı)