İstanbul’da, ilk kahve kavrulan fırın birkaç metre yanımızda, üstü camdan bir blok zeminle kaplı; dibindeki koyuluğun derinliğinden, isli çevresine sinmiş kahve rayihası ortamı sarıyor âdeta. Ve 1550’li yıllara uzanan geçmişinden bugüne gizemini taşıyan bu ortamda, 5 Aralık Dünya Türk Kahvesi Günü, özel bir etkinlikle kutlanıyor.
Beta Gıda’nın ev sahipliğinde, kumda pişirilen kahve kokusunun yayıldığı Beta Yeni Han’da, Türk kahvesine dair ilgi çekici bilgi paylaşıldı. Türk Kahvesi Kültürü ve Araştırmaları Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Osman Serim, Arzum Yönetim Kurulu Başkanı Murat Kolbaşı, Beta Gıda İstanbul Şube Müdürü Hatice Uğur ve Kahve Danışmanı ve Yazar Cenk Girginol, sunumlarıyla etkinliğe renk kattı.
“Beta Yeni Han’da Türk Kahvesi’ne Ahde Vefa’’ teması çerçevesinde işlenen ve Türk kahvesinin dünden bugüne geçirdiği serüvene değinilen etkinlikte geleneksel Türk müziğinin önemli enstrümanları arasında yer alan kanun ve keman dinletisi eşliğinde Osmanlı’daTürk kahvesi seremonisine de yer verildi.
Türk kahvesi bir kültür mirası
Türk Kahvesi Kültürü ve Araştırmaları Derneği (TKKAD) Yönetim Kurulu Üyesi Osman Serim, Derneğin, yabancı kahve yapma yöntemleri ve markalarının etkisiyle popülaritesi azalan Türk kahvesinin geleceği konusunda endişe duyan bir grup gönüllü tarafından 2008 yılında kurulduğunu bildirdi. Serim, Türk kahvesinin UNESCO’nun “Dünyanın somut olmayan kültür mirasları” listesine alınması girişimlerini şöyle anlattı:
“Türkiye’de ve dünyada birçok önemli aktivitenin merkezinde yer alan bu sivil toplum kuruluşu, 2012 yılında, Kültür ve Turizm Bakanlığı ile birlikte UNESCO’nun ‘Dünyanın somut olmayan kültür mirasları’ listesine Türk kahvesinin dâhil edilmesi konusunda bir müracaat dosyası üzerinde çalışmaya başladı. UNESCO, 2013 yılında Türk kahvesini bu çok prestijli listeye ilk giren ”Kültür içeceği” olarak onurlandırdı. Dernek, Topkapı Sarayı’nda 4 ay süren bir sergi, Türk kahvesi konulu 6 kitabın yayınlanması, Türkiye’de ve 29 ülkede sayısız aktivitede yer alınması gibi çok sayıda organizasyonun içinde oldu ve olmaya da devam ediyor.”
Arzum’un katkısı
Arzum Yönetim Kurulu Başkanı Murat Kolbaşı da UNESCO’nun “Dünyanın Somut Olmayan Kültürel Mirasları” listesinde yer alması için büyük emek harcadıkları Türk kahvesi kültürünü dünyaya yayma misyonu çerçevesinde yıllardır çalıştıklarını söyledi. “Türk kahvesinin UNESCO tarafından tescilinin yıl dönümü olan 5 Aralık’ın Dünya Türk Kahvesi Günü olarak kutlanmaya başlanması için gerçekten büyük emek harcadık ve bunu başardık” diyen Kolbaşı şöyle devam etti:
“Bu anlamlı günün 600 yıllık Türk kahvesi kültürünün tanıtımı için gerçekten büyük bir adım olduğunu düşünüyorum. Kutlamalar çerçevesinde, Türk kahvesinin İstanbul’da ilk kavrulduğu yer olan Beta Yeni Han’da düzenlenen ‘Türk Kahvesi’ne Ahde Vefa’ etkinliği hepimizi geçmişe götürdü. Osmanlı sarayları Türk kahvesinin en itibar gördüğü yerlerdi. Kahve, misafire gösterilen hürmetin bir göstergesiydi. Biz de Beta Yeni Han’da geleneklere uygun gerçekleştirilen ‘Osmanlı’da Kahve Seremonisi’ ile geçmişe keyifli bir yolculuk yaptık. OKKA tadım standımızda misafirlere bol köpüklü, tam kıvamında, Okkalı Türk kahvesi ikram ettik. Bundan sonra da Türk kahvesinin tanıtımı ve Türk Kahvesi Günü’nün dünyanın her yerinde kutlanabilmesi için elimizden geleni yapacağız.”
Türk kahvesinin bilinmeyenleri
Kahve Danışmanı ve Yazar Cenk Girginol ise Türk kahvesinin tarihini ve Türk kahvesi ile ilgili bilinmeyenleri davetlilerle paylaştı. Cenk Girginol Türk kahvesinin kültür yapısına değinirken şunlara dikkati çekti:
“Türk Kahvesi yetiştirilen bir kahve çeşidi değil, bir pişirme yönteminin adıdır. Sadece bir içecek de değildir, bir kültürü yaşanmışlık ve oluşturduğu toplum normlarından başlayarak sunumundaki seremoni ve içildikten sonraki falına kadar yaşatır. Kız isteme törenlerinden cenazelere kadar hayatın iyi ve kötü her anında başrolde eşlikçi, geleneklerin oluşumunda aktif rol oynar. Bunun için de dünyadaki diğer kahve çeşitlerinden ayrılır. Dünya Türk Kahvesi Günü’nü kutlarken bu ayrıştırıcı yanları ile teknolojinin birleşimini de beraberine kattığımızda ilerleyen süreçte dünyanın her yerinde Türk kahvesi keyfini yaşamamız artık hayal değil.”
Kahve kavrulan ilk fırın
Beta Yeni Han’ın hikâyesi ile bu anlamlı günde bir kültür mirasını yeniden yaşattığını dile getiren Beta Gıda İstanbul Şube Müdürü Hatice Uğur da “Beta Gıda olarak 16. yüzyılda inşa edildiği düşünülen Osmanlı Dönemi’ne ait Beta Yeni Han’ı, renove ederek 2019 yılında ziyarete açtık. Tarihte, Türk kahvesinin kavrulduğu ilk fırına ev sahipliği eden Beta Yeni Han, o zamanlar kahvenin kavrulup satıldığı yer anlamına gelen Tahmis Han adıyla da anılıyormuş. Günümüzde ise Türkiye’nin kültür elçisi misyonu ile tüm dünyadan gelen misafirlere Türk kahvesini ve çay kültürünü başarıyla tanıtmanın mutluluğunu yaşıyoruz.”diye konuştu.