2022’de Türk basının görünümü
Gazeteciler Cemiyeti’nin “Medya İzleme Raporu” verilerine göre 2022 yılında Türk basının için de bulunduğu durum pek iç açıcı değildi.
Gazeteciler Cemiyeti’nin açık kaynaklardan derlediği Özgürlük İçin Basın raporu verilerine göre Türkiye’de cezaevlerindeki gazeteci sayısı 2022 sonunda 43 oldu.
Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği, gazeteciler ve diğer medya çalışanlarıyla birlikte cezaevindeki basın çalışanı sayısının 64 olduğunu duyurdu. 2022’nin ikinci yarısında, Terörle Mücadele Yasası kapsamında Diyarbakır merkezli operasyonda 16, yılın sonunda da Ankara merkezli operasyonda 9 basın çalışanının tutuklanması tabloyu etkileyen önemli faktör oldu.
“Cumhurbaşkanına hakaret” ya da “kamu görevlilerine hakaret” suçları, “devlet kurumlarını aşağılamak”, “halkı kin ve düşmanlığa sevk etmek” ve Terörle Mücadele Kanunu kapsamındaki suçlar gazetecilerin ve ifade özgürlüğünü kullanmak isteyenlerin yargılandığı temel suçlar olmayı sürdürüyor.
Bu soruşturmalarda deliller gazetecilerin işlerini yaparken ortaya çıkardıkları haberler, yazılar, fotoğraflar ya da sosyal medya paylaşımları. Bazı gazeteciler iki ya da daha çok davada yargılanıyor. Gazeteciler sadece kişisel olarak yargılanmıyor, bazıları basın kuruluşlarına açılan davalarda da hâkim karşısına çıkıyor.
174 davada 263 gazeteci sanık
Medya İzleme Raporu’na göre, gazetecilerin üçte birinden fazlası meslek yaşamında en az bir kez gözaltına alındı ya da yargılandı.
2022 yılı içinde görülen 174 davada sanık olarak 263 gazeteci ismi yer aldı. 40 gazeteci değişen sürelerde hapis cezasına çarptırıldı. 2022’de gazetecilere verilen tazminat cezalarının toplamı 318 bin liraya ulaştı. 24 gazeteci beraat etti.
Yıl boyunca açık kaynaklardan derlenen verilere ve gazetecilerin bildirimlerine göre Türkiye’de gözaltına alınan gazeteci, basın çalışanı ve yayıncı sayısı, 36’sı kadın olmak üzere en az 78 olarak kayıtlara geçti
Gazetecilerin iktidar politikalarına karşı protesto haklarını kullananların eylemlerini takip ettikleri sırada, çekim yapmalarının engellenmesi ya da olay yerinden uzaklaştırılmaları sırasında gözaltına alındığı görüldü.
Raporda, şu değerlendirmelere yer verildi:
“Tablo gazetecilerin işlerini yaparken kolluk güçlerince engellendiğini, sıklıkla gözaltına alındığını ve yargılanmayla karşı karşıya kaldıklarını ortaya koyuyor. M4D Projesi’nin 2022 Yılı Mesleki Memnuniyet Anketi’ni yanıtlayan gazeteciler de işlerini yapmalarına engel olan, otosansüre neden olan yasal uygulamalarla ilgili aynı tespiti doğrulayan bilgiler verdi. Buna göre, anketi yanıtlayan gazetecilerin yüzde 33,2’si gazetecilik faaliyetleri nedeniyle yargılandığını ya da gözaltına alındığını belirtti. Yaptığı haberler nedeniyle suçlanma ya da yargılanma kaygısı yaşayıp yaşamadığı sorulan gazetecilerin oranı ise yüzde 59,3 olarak tespit edildi. Aynı soruyu yanıtlayan gazeteciler arasında yargılanma/suçlanma korkusu yaşamadığını söyleyenlerin oranı sadece yüzde 15,8 oldu.”
61 gazeteci darp edildi
Gazetecilerin üçte ikisi en az bir kez tehdit aldığı ifade edilen rapora göre, 2022’de en az 61 gazeteci fiziksel saldırıya uğradı, darp edilerek engellendi.
2022’de tespit edilebilen 40 civarındaki saldırı olayının içinde yerel basın çalışanlarına yönelik şiddet yüzde 50’yi aşıyor. Görev yaptıkları küçük kentlerde yerel yöneticilerin ya da yerel güç sahiplerinin hedefi olan gazeteciler saldırılara karşı daha korumasız. Basın meslek örgütlerinin gazetecilere yönelik şiddet faillerine karşı cezasızlık politikasına vurgu yaparak dile getirdiği hiçbir önlem alınmadı ve bir yerel gazeteci haberleri nedeniyle öldürüldü. Ses Kocaeli Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Güngör Arslan, 19 Şubat 2022’de gazetesinde silahla vurularak öldürüldü. Savcılık cinayetin ardından pek çok kişiyi sorguladı. 10’u tutuklu 14 şüpheli hakkında dava açıldı.
17 bin 760 basın kartı
Basın Kartı düzenleme ve dağıtma yetkisini kullanan İletişim Başkanlığı, kurulduğu 2018 yılında değiştirdiği Basın Kartı Yönetmeliği ve anti demokratik uygulamaları nedeniyle gazetecilerin eleştirilerinin odağında yer alıyor. M4D 2021 Medya İzleme Raporu’nda, 2021 yılı basın meslek örgütlerinin Basın Kartı Yönetmeliği’ne karşı açtığı davalarda “hukuk zaferi yılı” olarak nitelenmişti. Danıştay’ın birkaç davada yönetmelikte itiraz edilen maddelerin yürütmesini durdurması üzerine İletişim Başkanlığı bu hükümleri Ekim ayında TBMM’de kabul edilen yeni Basın Yasası içinde uygulamaya sokmayı tercih etti.
Basın kartı sayısındaki yükselişe karşın basın kartı için bekleyen ya da kartını hiç alamayan gazeteci sayısında artış var. M4D Mesleki Memnuniyet Anketi’ne katılan gazetecilerin yüzde 7,6’sı kart başvurularının bekleme sürecinde olduğunu belirtti. Bu oran 2021 yılında yüzde 6 seviyesindeydi.
2022 Ekim ayı sonu itibarıyla Basın Kartı sayısı 17 bin 760’a çıktı.
Ancak, basın kartına sahip olmadığını belirten gazeteci oranı yüzde 53,6 olurken basın kartı taşıyanların oranı 38,8 oldu. 2021’de basın kartı sahibi gazetecilerin oranı yüzde 51,7 olmuştu.
Gazetecilerin üçte ikisinin basın kartı yok, yüzde 7,6’sı başvuru sonucunu bekliyor. Basın İş Kanunu kapsamında çalışan gazetecilerin oranı sadece yüzde 32,3
RTÜK’ten 11 ayda 11,8 milyon ceza
Radyo Televizyon Üst Kurulu’un (RTÜK) eleştirel yayın yapan dört kanala toplam 50 ceza verdi. İlk 11 aylık ceza miktarı 11 milyon 83 bin 540 TL oldu.
Rapordaki verilere göre, 2022 yılında televizyon kanalları arasında en çok cezayı 2021’de olduğu gibi Halk TV’ye verdi. Miktar ve sayı olarak en çok cezayı yine eleştirel yayıncılık aldı. Halk TV’ye 23 kez ceza kesen RTÜK, Tele 1’e 16, KRT TV’ye 6, Fox TV’ye 5 kez ceza verdi. Zaman zaman eleştirel yaklaşıma ekranlarını açan Habertürk’e 2 ve Show TV’ye de 1 kez ceza verildi.
Medya İzleme Raporu’nda, şu değerlendirmeler yer aldı:
“RTÜK’ün 27 Aralık 2021 toplantısında kararlaştırılan ceza miktarları hariç olmak üzere yıl boyunca 13 yaygın televizyona verdiği toplam ceza miktarı 16 milyon 692 bin 950 oldu. Bu miktarın yüzde 66,4’ünü oluşturan 11 milyon 83 bin lirası eleştirel 4 televizyona, Halk TV, Tele 1, KRT ve Fox TV’ye verildi. 2021 ile kıyaslandığında 2022’de ceza sayısı ve miktarında kısmi bir azalma görülüyor.
2021’de dört eleştirel kanalın toplam ceza sayısı 70 olurken 2022’de eleştirel dört kanal idari para cezaları ve program durdurmalar dahil 50 kez cezalandırıldı. Bu azalış RTÜK’ün anti demokratik ve sansürcü yaklaşımını azalttığı anlamına gelmiyor.
Radyo Televizyon Üst Kurulu’nun yıllık ceza bilançosunda iktidar yanlısı yayınlarıyla öne çıkan kanallardan sadece iki ceza ile TGRT ve birer ceza ile Beyaz TV ile ATV yer aldı. Başta siyasi muhalefet olmak üzere eleştirel toplum kesimlerine ve temsilcilerine yönelik karalama, hedef gösterme, nefret söylemi, dezenformasyon üretme gibi eleştirilerin odağında olan televizyonlar A Haber, Ülke TV, TV 24, Kanal 7 hiç ceza almadı.
RTÜK’e gelen şikayetler
RTÜK cezalarında 2022’de yaşanan istisnanın ortaya koyduğu bir başka sonuç daha var. En çok vatandaş şikâyeti alan kanallarda başı çeken Turkuvaz Medya Grubu’na ait ATV, 2021 yılı sonundaki bir yayını nedeniyle 2022 yılı başında cezalandırıldı. Toplumda büyük tepkiye neden olan, bir genç kadının kişilik haklarına yönelik istismar olarak nitelenen yayın nedeniyle ATV’ye verilen ceza kanalın aylık iletişim gelirini de ortaya koydu. ATV, söz konusu yayını nedeniyle o aya ait iletişim gelirinin yüzde 1’i ölçüsünde 1 milyon 385 bin 695 TL ceza aldı. Aynı ay ceza alan diğer kanallarla kıyaslandığında ATV’nin Aralık 2021 reklam geliri beyanının 138 milyon 569 bin 473 Türk lirası olduğu ve diğer kanalların önüne geçtiği görüldü.
Aralık 2021’de 19.00-24.00 kuşağında prime time televizyonlar arasında AB izleyici grubunda en çok izlenen Kanal D olurken reklam gelirinde Kanal D üçüncü sıraya yerleşebildi. Kanal D’nin izlenme payında en yakın rakibi olan Fox TV ile arasındaki farka yakın gelir elde etmiş olması tutarlı görünüyor. Yine gerisinde kaldığı TV 8’in de Kanal D’den az izlenmiş olmasına karşın bu kanaldan 7,4 milyon daha fazla gelir elde etmiş olması dikkat çekici gelebilir. Ancak ATV’nin, izlenme oranında Kanal D, Fox, TV 8’in gerisinde olmasına karşın bunlardan fazla gelir elde etmiş olması en dikkat çeken sonuç.”
Medya Ekonomi-Politiği
Medyadaki sahiplik konusuna ilişkin verilerin yer aldığı raporda, bu konuda şunlar kaydedildi:
“Türkiye medya ekonomisinde son yılların en önemli gelişmesi politik tartışmadan bağımsız düşünülemeyecek Doğan-Demirören satışıdır. Demirören Holding’in siyasi süreçlerin sonunda Doğan Ailesi’nden dönemin en büyük medya grubunu satın almasıyla ilgili tartışma ve eleştiriler sürüyor.
Temel nedeni, el değiştirmeyle birlikte iktidar yanlısı yayın çizgisine geçilmesi ve satın alışta kullanılan kamu bankası kredisinin geri ödemelerinin yapılmaması. İki yılı geri ödemesiz alınan ve yeniden yapılandırmalarla 850 milyon dolara ulaşan kredinin hiçbir taksitinin iki yıldır, geri ödemesi yapılmadı. 2022 Demirören’e ait yeşil alanın imar verilerek değerinin arttırılması ve arazinin Ziraat Bankası’na geçirilmesi gibi yöntemlerle kamu borcu tahsil edilmeye çalışıldı. Ayrıca Doğan Grubu’ndan kalan Medya Center binaları Ziraat Bankası’na geçti.
Sektörü domine eden beş büyük holding medya alanı dışında da ekonomik faaliyetler yürütüyor. Turkuvaz, Doğuş, Demirören, Ciner ve İhlas’tan oluşan bu beş büyük holding arasından Demirören’e bağlı Hürriyet Gazetecilik ve Matbaacılık Anonim Şirketi’nin yıllık faaliyet raporları, gazetenin Demirören grubu tarafından satın alınmasının ardından istikrarlı biçimde tiraj kaybettiğini gösterdi.
Şirketin üç çeyreklik faaliyet raporuna göre Hürriyet gazetesi tirajı 2022 yılının ilk dokuz ayında geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 7 azalarak 180 bin adet oldu. Bu sayı 2021’de 192 bin, 2020 yılında 196 bin adet olarak açıklanmıştı. 2022’deki kaybın yüzde 7’nin ötesinde olabileceğine yönelik en önemli veri matbaa kapatmalarıdır.
Demirören yönetimi Doğan Grubu’ndan devraldığı dev baskı tesislerini kapatmaya başladı. Altı büyük matbaadan üçü, 2022 Ağustos ayında İstanbul, Ekim ayında Antalya, Aralık ayında İzmir matbaaları kapatıldı.
Basın İlan Kurumu’nun (BİK) istatistiklerine göre 2021’de 982 olan resmi ilan yayınlama hakkına sahip gazete sayısı 2022’de 964’e düştü
Çoğunlukla yerel gazetelerin ve yerel gazetelerde çalışan gazetecilerin sayısını gösteren bu tablodaki dramatik düşüş dikkat çekicidir. BİK istatistiklerindeki bu çarpıcı durumu Türkiye İstatistik Kurumu’nun yazılı basın istatistiklerinde de görüyoruz.
Türkiye’de 2020 yılında yayınlanan tüm gazete ve dergilerin toplam tirajı 2019 yılına göre yüzde 20,9 azalmıştı. 2021 istatistikleri 2022’nin Temmuz ayında yayınlandı. Buna göre tüm gazete ve dergilerin sayısı 2020’ye göre yüzde 6 azaldı, toplam tirajları ise yüzde 7,2 azalarak 925 milyon 56 bin 17 oldu. 2015’te gazete ve dergilerin toplam tirajının 2,1 milyar olduğu dikkate alınırsa son yıllarda yazılı basında tam bir erimeden söz etmek mümkün. Ülkede basın özgürlüğü atmosferini belirleyen ekonomi-politik nedenler ve düzenleyici kuruluşların uygulamaları dikkate alındığında bu dramatik düşüşün sadece dijitalleşmeyle açıklanamayacağı ortadadır.”
Basın çalışanlarının durumu
Medya İzleme Raporu’na göre, Ocak 2022’de “Basın, yayın ve gazetecilik” işkolunda toplam işçi sayısı 95 bin 484 olurken Temmuz 2022’de işçi sayısı 96 bin 995 oldu.
İşkolu sadece haber üretiminde çalışanları değil, ambalaj, matbaa, baskı, grafik, tasarım işçilerini de kapsıyor. İş kolunda sendikalı işçi sayısı ise Temmuz’da 10 bin 180 olarak belirlendi
Böylece 2020’de basın iş kolunda sendikalaşma oranı 7,24’ken 2021’de sendikalı işçi sayısındaki artışla bu oran 9,29’a yükseldi. Bugün bu oran yüzde 10,5. Ancak bu yükseliş basın özgürlüğüne etki edebilecek bir örgütlenme düzeyi olmaktan çok uzak. İşkolunun lider sendikası Medya-İş’in iktidarla ve kamu işvereniyle ilişkili olması da bunun nedenleri arasında. Medya-İş 2019’dan bu yana her yıl yaklaşık 850 üye artışı sağlıyor.
Raporda, M4D Projesi kapsamında 2022 yılında yapılan Mesleki Memnuniyet Araştırması verilerine de yer verilerek, araştırmanın gazetecilerin çalışma şartlarına da odaklandı ve basın çalışanlarının içinde bulunduğu durumu sergileyen sonuçlar ortaya koyduğu ifade edildi.
Medya İzleme Raporu’nda anket verilerine ilişkin şu bilgiler yer alıyor:
“M4D anketini yanıtlayan 331 gazetecinin verdiği bilgilere göre Türkiye’de gazetecilik alanında ücretli çalışma ve serbest gazetecilik formları bu yıl da en yaygın iki çalışma biçimi oldu. Buna göre, gazetecilerin sadece üçte biri (yüzde 32,3) bir medya kuruluşunda 212’li18 olarak çalışıyor. Bir medya kuruluşunda 212 dışında istihdam edilen gazetecilerin oranı ise yüzde 19,6. Bu iki kategori medya alanında ücretli çalışmaya işaret ediyor. Dolayısıyla araştırmaya katılan gazetecilerin yarısından fazlasının (yüzde 51,9) ücretli çalıştığı görüldü. 2021’de bu oran yüzde 46,3 olmuştu.
Gazetecilerin beşte biri (yüzde 20,5) ise serbest (freelance) gazetecilik yapıyor. Bu iki kategoriyi yüzde 7,9 ile kendi haber platformunu yöneten gazeteciler takip ediyor. Emekli gazetecilerin oranı yüzde 6,3, çalışmadığını belirten gazetecilerin oranı ise yüzde 7,9. 2021 yılında ise işsiz gazeteci oranı 6,6 olmuştu. Bu veri, gazetecilik alanındaki işsizlik açısından dikkat çekici bir sonuç.
Ankete katılan gazetecilere günlük çalışma süreleri de soruldu. Yüzde 44,4’ü 9 ila 12 saat çalıştığını belirten gazetecilerin yüzde 8,8’i 13 saat ve üzerinde çalıştığını belirtmiştir. Günlük yasal çalışma süresi içinde çalıştığını belirten gazetecilerin oranı ise sadece 46,8 olmuştur. Bu yüksek çalışma saatlerine karşın gazetecilerin aldıkları ücretler yine çoğunlukla asgari ücret seviyesindedir. Aralık 2022 itibariyle asgari ücret 5500 TL’dir. 2022 sonu verilerine göre gazetecilerin yüzde 38,1’i yani üçte birinden fazlası asgari ücret ve altında maaş almaktadır. Gazetecilerin yüzde 64,7’si 8000 TL’nin altında ücretlerle çalışmaktadır. Bu sonuçlara göre gazetecilerin ezici bir çoğunluğu (yüzde 82,2’si) Aralık 2022 itibariyle 10 bin TL altında ücretlerle geçinmeye çalışmaktadır.”