Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti’nin Afyonkarahisar mitinginde kürsüdeydi. Erdoğan, 14 Mayıs’taki rakibi CHP Genel Başkanı ve Millet İttifakı Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nu sert sözlerle eleştirdi.
“Cumhuriyetimizin 100. yılında Türkiye Yüzyılına giden yolu Afyonkarahisar’dan başlatıyoruz.” diyerek konuşmasına başlayan Cumhurbaşkanı’nın açıklamalarından öne çıkanlar:
“Türkiye son 21 yıldaki atılımlarımızla asırlık hayallerine anca ulaşabildi. Siyasi hayatımızın tamamı, emperyalistler ve onların taşeronlarıyla mücadele ile geçti. Vesayetin gücünü kırarken emperyalizme meydan okuduk.
Birileri çıkmış bize tıpkı seccade edebiyatı yaptığı gibi emperyalizm edebiyatı yapıyor. Bunu yapan kim, emperyalistlerin tetikçileri ile yol yürüyen kişi. Londra tefecilerinden aldığı sözlerle sevindirik olan kişi. Otel odalarında IMF görevlileri ile adamlarını görüştüren kişi. Bu kişiyi biliyorsunuz değil mi?
Bu kardeşiniz Başbakan olduğunda Davos’ta IMF’nin Başkanı ile görüşme yapıyoruz. Şu anda masanın etrafında olan birisi daha vardı, o zaman ekonomi ile ilgileniyordu. O görevi vermiştik. Yanımda, IMF Başkanı’na dedim ki, adamlarınız bize geliyor.
Yanımızda olan kişi kim, bebecan. Davos’ta IMF Başkanı’na ‘Türkiye’yi ben yönetirim’ dedim. 2013’te IMF ile yolları ayırdık. İşte AK Parti budur. İYİ Parti’nin adamları, Bay Bay Kemal’in adamları, otellerde görüştüler. IMF’den borç almamız lazım dediler. IMF’den borç almadık, yol yürüdük mü, yürüdük. Herhangi bir şey olmadı. Merkez Bankası’nın rezervi o zaman 27.5 milyar dolardı. Şimdi 3 haneli rakamlara geçtik.
Emperyalist sömürge düzenine biz dur dedik, meydan ouduk. BM kürsüsünde ‘Dünya 5’ten büyüktür.’ dedik. Terör örgütlerinin emrine girenlerden onurlu duruş dersi almayız, bizim ömrümüz bu ülkenin hakkını savunmakla geçti. Biz ne emperyalistlerin ne de onların tetikçilerinin önünde secde ederiz, biz sadece Allah’ın huzurunda rükuda eğilir ancak onun için secdeye varırız.
Bay bay Kemal’e sesleniyorum, bizim emperyalizme karşı duruşumuzu öğrenmek istiyorsan git, sırtını sıvazlayan Batı’daki ağa babalarına sor. Türkiye’nin en büyük sıkıntısı bu ülkenin siyasetini yalan ve nefret diliyle zehirleyerek iktidar rüyası görenlerdir.”
Yollar, köprüler olmazsa soğan, patates nasıl gelecek.”